Gebelik Öncesi “Nöral Tüp Defekti” Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Nöral Tüp Nedir?

Nöral tüp adı verilen yapı; beyin dokusundan başlayıp, boylu boyunca omuriliği de içine alacak şekilde aşağı doğru uzanan bir yapıdır. Hamile kalınan günden 17-30 gün sonra bebeğin nöral tüpü, yani sinir sistemini oluşturan bölümü gelişir ve kapanır. Nöral tüp daha ileriki dönemde bebeğin omuriliğini, omurlarını, beynini ve kafatasını oluşturur.

Nöral Tüp Defekti (NTD) nedir?

Eğer nöral tüp olması gerektiği gibi kapanmazsa bebeğin beyni ve omuriliği açıkta kalır. Henüz tam olarak nedeni bilinmeyen ancak genetik ve çevresel etmenlerin birlikte rol oynadığı düşünülen bazı durumlarda nöral tüp oluşumunu tamamlayamaz. Bunun sonucunda anensefali (beynin gelişmemesi, beynin kafatası kemiğinin dışına çıkması), spina bifida (omurilik ve sinirlerin açıkta kalması) gibi nöral tüp defektleri (NTD) ya da doğumsal beyin ve omurilik hasarı denilen ciddi doğumsal anomaliler oluşur.

Anensefali:

Bebeğin beyin dokusunun olmadığı, kafatası kemiklerinin gelişmediği, yaşamla bağdaşmayan doğumsal bir kusur şeklidir. Anensefali, nöral tüp defektinin en ağır şeklidir ve nöral tüpteki açıklığın kafatası seviyesinde olmasına bağlı olarak gelişir.

Anensefalinin daha hafif olan şekline ensefaloseladı verilir. Anensefalili bebekler doğumdan kısa bir süre sonra hayatını kaybederler. Diğer NTD’ler, yaşam boyu sürecek ciddi sakatlıkların nedenidir.

Spina bifida:

Embriyonik gelişim sırasında, sırttaki omurilik sinir dokusunun korunmasını sağlayan omurga kemikleri ve ek dokuların gelişmesindeki sorun nedeniyle omurilik ve çevresindeki zarların dışarıya fışkırması durumudur. Halk arasında bebeğin belinde açıklık olması şeklinde açıklanabilir.

Nöral Tüp Defektlerinin önlenmesi (profilaksisi) ailenin sağlığını yükseltmek ve yaşam kalitesini artırmak için çok önemlidir.

Gebelik Öncesi “Nöral Tüp Defekti” Hakkında Bilinmesi Gerekenler

NTD, en sık rastlanan doğumsal anomalilerdendir. Her yıl dünyada yalnızca gebelikte tanı konabilen NTD sayısı 300.000’dir. NTD görülme sıklığı Avrupa genelinde binde 1, Amerika Birleşik Devletleri’nde binde 2-4 olarak belirtilmiştir.

Türkiye’de çeşitli illerde yapılmış çalışmaların sonuçlarına göre NTD sıklığı binde 3 – 6 arasında değişmektedir. NTD sıklığı ve dağılımındaki farklılıklar Dünyada olduğu gibi ülkemizde de beslenme, kültürel veya genetik faktörler gibi bazı özgün veya özgün olmayan nedenlerin incelenmesi gerektiğini göstermektedir. Bu değerler, ülkemizde NTD sıklığının Avrupa ve ABD’ye göre çok yüksek olduğunu göstermektedir.

Nöral Tüp Defektleri, önlenebilen tek doğumsal kusurdur.

Folik Asit kullanımı NTD riskini azaltır!

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) nöral tüp defektinin önlenmesi için gebe kalmadan önceki 2. aydan başlayarak, gebeliğin ilk 3 ayının sonuna kadar günde 400 mikrogram (mcg) folik asit alınmasını tavsiye etmektedir. ABD, Hollanda, Norveç, Macaristan, Avustralya, Çin, İran gibi çeşitli ülkelerde yapılan çalışmalar günde 400 mcg folik asidin döllenme öncesi ve sonrası dönemde kullanıldığında NTD riskini %94’e kadar azalttığını göstermiştir.

Folik Asit

Gebelik Öncesi “Nöral Tüp Defekti” Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Folic asit B9 vitaminidir. Vücuda alındığında bazı enzimlerin yardımıyla aktifleşir ve etkisini gösterir. Takviye edici gıdalarda günümüzde folik asitin aktif hali kullanılmaktadır (L-metilfolat).

Gebe olduğundan şüphelenen kadınların hemen folik asit takviyesine başlamaları ve gebeliğin 12. haftasına kadar da devam etmeleri gerektiği Belirtilmektedir. Zorunlu folik asit takviyesi gerekli, etkili ve güvenli bulunduğundan Amerika dahil 40 ülkede kabul edilmiştir. Özellikle gelişmiş ülkelerde folik asit takviyesi standart hale gelmiştir. Doğurma çağındaki her genç kızın günde 400 mcg folik asit alıyor olması oluşabilecek doğumsal anomalilerin engellenebilmesi için tüm dünyada üzerinde önemle durulan bir uygulama olmaya devam etmektedir.

Gebelikte İyot Eksikliği

İyot, vücutta birinci görevi tiroid hormonları yapımında görev almak olan önemli bir elementtir. İyot alımı yetersiz olduğunda tiroid hormonlarının yapımı bozulur ve guatr denilen hastalık meydana gelir. Guatr boynun ön tarafında bulunan troid bezinin fazla büyümesidir. Dünya nüfusunun yaklaşık %40’ı iyot eksikliği riski altındadır.

Hamilelik anabolik bir durum olduğu için hamilelikte tiroid hormonları yapımı artar ve dolaylı olarak iyot ihtiyacı artar. “Gebelikte iyot ihtiyacı 2 katına çıkar. Gebelik öncesi triod hormonlarında hiçbir sıkıntısı olmayanlarda bile hamilelik sonrasında sorunlar görülebilir. Peynir, yoğurt, süt, yumurta, balık, tuz iyot bakımından zengin gıdalardır.

Gebelik Öncesi “Nöral Tüp Defekti” Hakkında Bilinmesi Gerekenler

İyot toprakta ve deniz suyunda bol miktarda bulunur. Besinlerin yetiştiği bölgedeki toprağın içerdiği iyot miktarına bağlı olarak aynı besin farklı yerlerde yetişmesinden dolayı çok faklı miktarda iyot içerebilir. Bu nedenle her besinin ne kadar iyot içerdiğini belirlemek ve satılan ürün paketlerine bunu yazmak her zaman kolay değildir.

Gebelikte İyot Eksikliğinin Zararları

Gebelikte iyot eksikliği ve hipotiroidi (tiroid hormonlarının normalden az olması) bebeğin beyin gelişimini etkileyebilir. Hamileliğin özellikle ilk yarısında bebeğin nörolojik gelişimi açısından annenin tiroid hormonları çok önemlidir. Anne adayındaki iyot eksikliği hipotiroidiye yani tiroid hormonlarının normalden az olmasına neden olmuşsa bu durumda düşük gelişme riski artar. Hamilelik sırasında iyot eksikliği hipotiroidiye neden olmuşsa bebekte bazı anomaliler ve doğumdan sonra zeka geriliği, öğrenme güçlüğü gibi problemler meydana gelebilir. Bazı araştırmalar hamilelikte görülen hafif ve orta derecede iyot eksikliğinde de doğumdan sonra çocukta öğrenme güçlüğü ve benzeri nörolojik problemler izlenebileceğini göstermiştir – 2013 yılında yayınlanan bir araştırmada hafif derecede iyot eksikliği saptanan gebeliklerde doğumdan sonra çocuk yeterli miktarda iyot alsa bile öğrenme yeteneğinin az olabileceği vurgulanmıştır. Bu araştırmada doğumdan sonra çocukların iyottan zengin beslenmelerine rağmen 9 yaşında öğrenme/anlama yeteneklerinin daha düşük olduğu saptanmıştır.

Tüm bu bilimsel veriler ışığında gebe kalmayı düşünen her kadına hekimlerin önerisi folik asit ve iyot takviyesi almaları yönündedir. Bebeğinizi sağlıkla kucağınıza almak için bu önerilere dikkat etmeyi unutmayın.

Gebelik Öncesi “Nöral Tüp Defekti” Hakkında Bilinmesi Gerekenler