Atopik dermatit nedir?
Atopik dermatit kuruluk, kızarıklık, kaşıntı ve alevlenmenin eşlik ettiği kronik (tekrarlayan) bir cilt hastalığıdır. Çoğu zaman genetik yatkınlık olarak ortaya çıkar (yani bir kişinin anne veya babasında atopik yapı varsa çocuklarında da bu durum ortaya çıkabilir). Atopik yapılı hastalar, yaşamlarının ilk yıllarından başlayarak çevresel faktörlere karşı ani bir aşırı duyarlılık geliştirirler.
Atopik dermatit hangi yaşlarda daha sık görülür?
Atopik dermatit; çocukların %10-15’inde, erişkinlerin ise %2-10’nunda görülür. Atopik dermatitin görülme sıklığı, son 30 yılda sanayileşmiş ülkelerde iki ya da üç kat artmıştır. Bunun sebebi de yaşamın erken dönemlerinde mikroorganizmalarla temasın az olması sonucu atopik hastalıklara yatkınlığın artmasıdır.
Atopik dermatiti tetikleyen faktörler nelerdir?
Atopik dermatit lezyonlarını tetikleyen faktörler olarak; ev tozu akarları, polenler, hayvan tüy ve döküntüleri, bazı yiyecekler (inek sütü, yumurta, balık, fıstık, soya, buğday), bakteriler, mantarlar, virüsler, sıcak su ve sabunla banyo, terleme, deterjanlar, sentetik yünlü giysiler, sıcak-kuru iklim, stresin artması sayılabilir. Bu tetikleyici faktörlerden biri bile atopik dermatit semptomlarının ortaya çıkmasına neden olur. Özellikle kışın nem azalınca deriden su kaybı artar bu da lezyonların artmasına neden olur. Ayrıca sıcak su ve sabun da semptomların alevlenmesine yol açabilmektedir.
Atopik dermatitin en belirgin özelliği kuru ve kaşıntılı bir deridir. Bunun nedeni de derinin üst tabakasında yer alan koruyucu tabakanın zarar görmesi ve derinin nemini kaybetmesidir.
Atopik dermatitin tedavi yöntemleri nelerdir?
Atopik dermatit, kronik olarak tekrarlayan ve tam olarak nedeni bilinmediği için kesin bir tedavisi olmayan bir cilt hastalığıdır. Tedavide amaç, hastanın yaşam kalitesini artırmaktır. Bunun içinde belirli tedavi basamakları bulunmaktadır.
Etkili bir tedavi; erken dönemde lezyon gelişimi ilerlemeden atakları önlemeye, alevlenmenin şiddetlendiği dönemde ise uygun deri bakımının sağlanmasına ve atak sayısının azaltılmasına yönelik olmalıdır. Bu anlamda tedavi üç aşamadan oluşur;
1) Bozulmuş deri bariyerinin tamiri için hayat boyu emolyen (nemlendirici) kullanımı ve doğru deri temizliği yapmak,
2) Hayat boyu bozulmuş deri bariyerini güneşten en üst düzeyde korumak,
3) Semptomlar hafif-orta düzeydeyken (erken dönem) kontrol altına almak.
Atopik dermatit tedavisinde derinin temizliği ve bakımı tedavinin temelini oluşturur. Deriyi tahriş edici madde ve alerjen içermeyen, özellikle içerisinde emolyen içeriği yüksek vücut şampuanları hastaların banyoda da tedavilerinin devamını sağlar.
Atopik dermatitli çocuklar, sağlıklı çocuklardan farklı olarak hasarlı bir deriye sahip oldukları için çok sık duş almamalı, duş aldıklarında da emolyen içeriği yüksek temizleyicileri kullanmaları gerekmektedir. Çünkü kendilerine özel olmayan temizleyicilerin kullanımı hasarlı olan deri duvarına daha çok hasar vererek semptomların tetiklenmesine sebep olacaktır. Bu anlamda atopik dermatitli çocuk ve yetişkinlerin temizleyicileri de atopik dermatite özel olmalıdır.
Her atopik dermatit hastasının yaşam boyu dikkat etmesi gereken en önemli nokta, bozulmuş deri bariyerini tamir etmeye yönelik emolyen kullanımıdır. Tüm hayatları boyunca emolyen kullanımı ve güneşten en üst düzeyde korunmak bu hastalar için en önemli noktadır. Çünkü yaygın deri kuruluğu atopik dermatitin önemli belirtilerinden biridir. Bu nedenle atopik dermatit tedavisinde, bozulmuş deri bariyerini tamir ederek hastaların yaşadığı kuruluğun giderilmesi tedavinin ilk basamağını oluşturmaktadır. Yani derinin en iyi şekilde nemlendirilmesi şarttır. Atopik dermatitli hastalarda cildin nemlendirilmesi çok önemlidir ve bu durumun önemi birçok bilimsel yayında belirtilmiştir. Şunu da unutmamak gerekiyor, sağlıklı bir deri bariyerinde bulunan en önemli yapıtaşlarından birisi linoleik asittir. Linoleik asit, derinin bütünlüğünün korunmasında önemli bir role sahiptir. Deri bütünlüğü bozulduğunda kuruluğun yanı sıra deri, dışardan gelecek tehlikelere de açık hale gelmektedir. Bu anlamda da hastalar esansiyel yağ asit içeriğine sahip emolyenler kullanmalıdırlar. Ancak her emolyen deri bariyerini tamir edecek içeriği sahip değildir. Bu noktada hem atopik dermatit semptomlarını hafifletici hem de deri bariyerini onarıcı etkileri için linoleik asit içeren emolyenler kullanılmalıdır.