Obezite, Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre “vücutta sağlık için risk oluşturan normal veya aşırı yağ birikimi” anlamına geliyor. Ne yazık ki yine WHO’ya göre dünya çapında obezite sorunu yaşayanların sayısı, 1975 tarihinden bu yana üç katına çıktı. Obezite oranlarının en yüksek olduğu ülke ise Amerika Birleşik Devletleri. Bunun en belirgin sebebi de değişen yemek yeme alışkanlıkları. Porsiyon boyutları geçmişe göre çok daha büyük ve Amerikalılar son elli yılda %20 daha fazla kalori alıyor. Bu da sağlığını kaybetmiş milyonlarca insan ve milyarlarca dolar sağlık hizmeti maliyeti demek.
Vücut Kitle İndeksi
Obezite genellikle vücut kitle indeksi (VKİ) kullanılarak değerlendirilir. BMI (Body Mass Index) olarak da bilinen vücut kitle indeksi, kilonuzun boyunuzun karesine bölümüdür. Çıkan sonuçla ideal kiloda olup olmadığınızı anlayabilirsiniz.
Yetişkinler İçin VKİ seviyeleri kategorizasyonu
Normal ağırlık: 18,5 – 24,9
Fazla kilolu: 25 – 29.9
Obez: 30 veya üzeri
Obezite Sınıflandırması
Sınıf 1 obezite: BMI = 30 – 34.9
Sınıf 2 obezite: BMI = 35 – 39.9
Sınıf 3 obezite: BMI 40 veya üstü
VKİ ile ilişkili sağlık riskleri etnik kökene göre değişiklik gösterebiliyor. Asyalılar ve siyahların, beyazlara göre daha düşük vücut yağına ve daha yüksek yağsız kas kütlesine sahip oldukları biliniyor. Dolayısıyla obezite ile ilişkili hastalık geliştirme riskleri de daha düşük olabiliyor.
Belirtiler ve Morbid Obezite
Merkezi obezite, yani karın bölgesinde yağ birikimi de çok önemli bir sağlık sorunu göstergesi. Ayrıca diyabette olduğu gibi sık idrara çıkma gibi bazı komplikasyonlar obezite sorununda da görülebiliyor.
Aşırı kilolu kişiler “morbid obez” olarak da tanımlanabiliyor. İdeal ağırlıklarının 45 kg veya daha da üzerinde olan kişiler bu kategoride yer alıyor. Morbid obezite gibi damgalayıcı bir tanım yerine “sağlıksız kilo” veya “yüksek vücut kitle indeksi” gibi ifadeler tercih ediliyor. Fazla kilolu kişiler için bu ifadelerin daha motive edici olduğu düşünülüyor.
Çocuklarda Obezite
Küçük yaşlarda obezite bir çocuğun yaşam kalitesini düşürmekle kalmıyor, gelecekte de aynı sorun çocukların sağlığını tehdit edebiliyor. Bu sorun aynı zamanda diyabet, kalp hastalığı, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon ve bazı kanser türleri ile ilgili riskleri de artıyor. Obezite, anksiyete ve depresyona bile yol açabiliyor.
Çocukların yağlı ve şekerli gıdalar tüketmesi ve hareketsizlikleri, çağın en büyük sorunlarından birine kapı açıyor. Elbette genetik faktörler de bu sorunda rol oynayatabiliyor. Ancak obezitenin genel nedenleri her yaş için benzerlik gösteriyor: Düzenli fiziksel aktivite yapmamak ve sağlıksız beslenmek.
Obezite, kalıcı bir durum olmak zorunda değil. Bu durumu değiştirebilirim dediğiniz anda, olumlu sonuçlar alabileceğiniz bir tedavi süreci başlayabilir. Kilo kaybını hemen görülmeyebilir ama sağlığınızla ilgili düzelmeler hızla gözlemlenebilir. Kan basıncınız düzelebilir, kolestrol seviyeniz hızla düşebilir, bu da her şeyin yolunda olduğuna dair iyi bir işarettir.