Mutsuz bir Evliliği Kurtarmak

Bazen evlilikte karşılaşılan sorunlar çözümsüz gibi görünüyor. Eşler istemeseler de evliliği sonlandırma seçeneğini değerlendiriyor. Aslında araştırmalar gösteriyor ki sorun yaşayan çiftler evli kalmakta ısrarcı davrandıklarında mutlu olabiliyor. İnsan ilişkilerinde uyum bir norm değil, zaman içerisinde elde edilen bir kazanım. İnsanlar her ilişkide çatışan bakış açıları ve çıkarlara sahip, dolayısıyla insan ilişkilerinin normu çatışma. Mesele çatışmaların ortadan kaldırılması değil sağlıklı iletişim kanalları üzerinden ifade edilebilmesi.

Tartışmalı Sorunsuzluk

Elbette eksiksiz, sorunsuz ve aşırı uyumlu kadın erkek ilişkisi fantezisi bir çoğumuzun kafasında yerleşik durumda ve ufak çatışmalar bile bir mutsuzluk kaynağına dönüşebiliyor. Diğer türlü insan ilişkilerinde insanlar anlaşmazlık yaşadıkları insanlardan kaçabiliyor, geri çekilebiliyor ya da acımasızca sorunu çözebiliyor. Aynı çatı altında yaşayan bir çiftinse bu çatışmaları görmezden gelme, kaçma veya zor kullanarak çözme olanağı yok. En azından şiddet içermeyen barışçıl bir ilişkide. Demek ki evlilik yaşamında sorunlar ve eşler arasında çatışmalar olmasını doğal karşılamamız ve bu çatışmaları nasıl şiddetsiz ve barışçıl bir biçimde ifade edebiliriz diye düşünmemiz gerekiyor.

Sorunları Konuşmak

Kimi eşler sorunu, üzerinde konuşarak çözmeye çalışır. Bu tip bir yaklaşımda sorun ve çatışma noktası enine boyuna masaya yatırılır ve üzerinde çözüm yolları beraberce aranır. Bu yöntem başarıyla uygulandığında sorunların çözümü için mesafe alınabilir. Ancak bir sorunun enine boyuna konuşulması ve irdelenmesi pek çok insanın sabrını zorlayacak ve öfke uyandırıcı kişisel eleştirileri de beraberinde getirecektir. İnsanlar bazen bir tartışmada haklı çıkmak veya son sözü söylemenin sorunu çözmek anlamına gelmediğini unutabiliyor. Çoğu zaman da aslında sözlere dökülen çatışma konusuyla gerçekte gerilime sebep olan çatışma konusu aynı olmuyor ve iletişim bir çeşit gölge boksuna dönüşüyor. Dolayısıyla bir konuyu enine boyuna konuşarak çözmek her zaman işe yarayan bir strateji olmuyor.

Mutsuz bir Evliliği Kurtarmak

 Zamana Bırakmak

Kimi eşler için sorunlarla başa çıkma yolu sorunu çözmek için çabalamak değil, evliliğin sürekliliğine ve akışına sadakat göstermeyi tercih ediyorlar. Bu durumda sorunu görüyorsunuz, sorunun farkındasınız ama sorunun üzerine gitmiyorsunuz. Çünkü sorunun üzerinde tartışarak çözülmesini değil de zamana bırakarak önemsizleşmesini tercih ediyorsunuz. Bazen sorun alanlarını tartışma konusu yapmamak konunun büyümesini engelliyor ve sakin bir düzlemde diğer eşin adalet duygusunun harekete geçmesini tetikleyebiliyor. Bu durumda sorun kendiliğinden ortadan kalkabiliyor. Bu yaklaşımın güçlü tarafı eşlere evliliğin gücü ve istikrarı hakkında karşılıklı güven aşılaması ve evlilik ilişkisinin sorunları çözmede olmasa da aşmada ne kadar işlevli olduğunu göstermesi. Bu yaklaşımın riskleri de var. Eğer eşlerden biri sorunlarını ve çatışma noktalarını dile getirmekten daima kaçınırsa ya da büyük çatışmaları küçük ve önemsiz sorunlar olarak yanlış değerlendirip zamana bırakırsa diğer eş evlilik yaşamındaki sorunlar konusunda körleşebilir. Eşlerin yaşadıkları sıkıntıları, evlilikte yaşadıkları sorunları birbirlerine ifade etmeleri bazen kavga etmek pahasına yaşamsal önemde olabilir. Tabii her kavganın ne zaman biteceğini öngöremeyebilirsiniz. Burada sorunun ne kadar önemli olduğuna ilişkin yargı gücünüzü kullanmanız büyük önem taşıyor.

Değişmek, Uyum Sağlamak

Kimi eşler sorunlar ve çatışmalar karşısında içe dönük bir tutum takınıyor ve sorunu çözmektense kendini sorun olarak adlandırılan duruma uyumlu hale getirmeye çalışıyor. Bunu feragat ve fedakârlık sözcükleriyle de karşılayabiliriz. Eş bazen diğer eşin belli bir çatışma konusundaki pozisyonunu değiştirmek yerine kendi pozisyonunu değiştirmeyi daha doğru buluyor. Örneğin bir eşin fazla mesaiye kalma eğilimi varsa ve bu diğer eş tarafından hoş karşılanmıyorsa, fazla mesaiye kalma eğiliminden vazgeçiliyor. Elbette bu gibi feragatlerin maddi ve manevi bedelleri olabilir. Ama bazen de insanlar tek başına fark edemedikleri gereksiz eğilimlerini veya zararlı alışkanlıklarını eşlerinin işaret etmesiyle fark eder. O noktada eğer yeterince güçlü bir biçimde bu eğilimi veya alışkanlığı sürdürme konusunda kendini ikna edemezse o zaman ondan feragat edebilir. Bu kısa vadede değişimin getirdiği bir sancı yaratsa da uzun vadede daha farklı ve olumlu etkiler de yapabilir. Sonuçta değişiklik iyidir. Ama bu yaklaşım, yani feragat, fedakârlık ve uyum abartılı olarak sergilenirse bireyde büyük bir özyıkım ve depresyonu da tetikleyebilir. Bu yüzden neden vazgeçip neden vazgeçmeyeceğimiz konusunda mantık ve yargı gücümüze başvurmaktan geri durmamalıyız.

İlişkide Üçüncü Göz Evlilik Terapisi

Evlilikteki sorunların evlilik terapisi yoluyla üçüncü bir gözün değerlendirmesine sunulması bir diğer yöntem. Evlilik terapisi eşlerin kendilerini ve evliliklerini üçüncü bir göz tarafından görmelerini ve değerlendirmelerini sağlıyor. Özellikle evlilik içerisinde çözümlenmeyen sorunlar terapist yardımıyla konuşuluyor ve çözümlenmesi için çaba sarf ediliyor. Evlilikte yaşanan hayal kırıkları, beklentiler, öfkeler, biriktirilen ve saklanan duygular rahatlıkla konuşularak çiftlerin yeniden iletişime geçmesi sağlanıyor. Bazı durumlarda çiftler ayrı ayrı da terapiye gidebiliyor. Geçmiş yaşantı, anne ve babanın evlilik hayatında yaşananlar bireylerin kendi evliliğiyle ilişkilerini de oldukça ilgilendiriyor. Bu yüzden bazen kişinin geçmişini anlaması evliliğinde mutluluğu yakalamasını sağlayabiliyor. Pek çok kişi mutlu olmayı bilmediği için karşısındaki kişiyi de mutlu edemiyor. Terapi mutlaka alanında uzman olan psikolog ve psikiyatristler tarafından gerçekleştirilmeli.

Şiddet Varsa Boşanmaktan Korkmayın

Elbette evlilik gibi üzerine büyük duygusal yatırımlar yapılan bir kurumu yaşatmak önemli. Kimse ayrılık acısı çekmek istemez. Kimse bir boşanma sürecinin yıkımını da deneyimlemek istemez. Ama bazen evlilik ilişkileri içerisinde insanlar kronik olarak mutsuzluk yaşıyorsa evliliği sonlandırmak da bir seçenek olarak değerlendirilmeli. Örneğin kadın ev içerisinde şiddet görüyorsa bu görmezden gelinebilecek bir sorun olamaz. Böyle bir durumda öncelik evliliği kurtarmak değil, kadının yaşamını kurtarmak olmalı, gerekirse boşanma pahasına. Bazen bir ayrılık sürecinin başlatılması, normalde fark edilmeyen sorunların çiftler tarafından iyice anlaşılması ve makul bir ayrılık sürecinden sonra daha sağlıklı bir mesafede ilişkinin yeniden tesis edilmesi sonucunu da verebilir. Örneğin boşanmış anne ve baba bir saygı çerçevesi içerisinde çocuğun gelişimi için gerekli adımları atabilir ya da bir süre ayrı kalan bir çift yeniden birleşerek daha adil ve mutlu bir ilişki tesis edebilir.