Anketler aralık ayından bu yana anksiyete vakalarının arttığını gösteriyor. Bu haber çok şaşırtıcı değil, çünkü bu süre pandemiye işaret ediyor. Kesinlik devamlılık için önemli, ancak ne yazık ki belirsizliklerle dolu bir sürecin içindeyiz. Kötü senaryolar üzerine sıklıkla düşünmenin ve belirsizliğin neden olduğu stres anksiyeteye neden oluyor. Ansiyete bizi hareketsizleştirebiliyor, anormal derecede izole bir hale getirebiliyor ya da uyku ve yeme alışkanlığımızı bozabiliyor. Kaygı bozukluğu, daha önce buna benzeyen bir sorunla hiç karşılaşmamış olanların bile gündeminde. O halde nelere dikkat etmemizle ve bu sorunla nasıl başa çıkabileceğimizle ilgili düşünme zamanı!
Bana Ne Olacak?
“COVID-19 beni er ya da geç bulacak ve gündelik hayatımı mahvettiği gibi sağlığımda da ciddi sorunlara yol açacak” gibi düşünceler son günlerin en popüler kaygısı. Hapşırdığı, soluk almada biraz güçlük çektiği, kendini halsiz hissettiği ya da koku alma sorunu yaşadığını hissettiği an kaygıları tarafından ele geçirilen kişilere artık sıklıkla rastlanıyor. Sağlıklarıyla ilgili kaygıları olanlar, semptomları olmamasına, doktorların verdiği güvenceye ve tıbbi testlere rağmen sağlıkları hakkında endişelenmeye devam edebiliyorlar.
Terapinin yanı sıra derin nefes alma ve gevşeme egzersizleri de bu gibi durumlarda imdada yetişiyor. Günde sadece birkaç dakika bile büyük bir fark yaratabiliyor. Anksiyete zaman zaman yaşandığında anormal olarak tanımlanan bir sorun değil, ancak gündelik yaşamınıza, ilişkilerinize, sağlığınıza ve işinize etki etmeye başladığında terapi zamanı gelmiş olduğu anlaşılıyor.
Yalnız Olmak En İyisi
Araştırmalar sosyal ilişkilerimizin sağlığımıza olumlu etkileri konusunda hemfikir. Fiziksel bağlarımız, kişisel gelişimimiz ve ruh sağlığımız için son derece önemli. Ancak insanlarla ilişkimiz 2019’un mart ayından bu yana boyut değiştirdi ve biz ilişkilerimizi ağırlıklı olarak dijital alanda yürütmeye başladık. Bu şekilde sosyalleşme, temas ve yüz yüzelikten bizi tamamen kopardı, kendimizi mutsuz ve yalnız hissettirdi. Bu yalnızlık hissinin bitmeyeceği korkusu bazılarımız için çok daha kuşatıcı oldu ve ciddi bir anksiyete sorununa yol açtı. Bu nedenle şimdiki zamanda kalınmalı ve gelecekle ilgili kaygılar dondurulmalı. Çünkü henüz her şeyin sadece kötü gideceğine dair hiçbir şey net değil.
Biraz Uyuyabilseydim
Ne zaman uykuya dalmak, uykuda kalmak ve yeterince uyuyamamak gibi sorunlarla karşılaşırsak o zaman genellikle baş edemediğimiz bir sorunumuz var demektir. Kaygı kastaki gerginliği artırır. Dolayısıyla şiddetli anksiyete duygusal ve fiziksel olarak tahmin edilenden fazla yorar ve oldukça zorlayıcı bir deneyim halini alır. Gün boyunca hareketsiz kaldığımız ve enerjimizi atamadığımız için de uyku kalitemizde düşüş olabilir. Egzersizin anksiyeteye iyi gelme sebeplerinden biri de budur. Rutin egzersizler kaygıyla başa çıkmayı kolaylaştırır.
Ben Bir Haber Mağduruyum
Haberler kaygı ve stresi artırıyor. Olumsuz hikâyeler, kıyamet senaryoları kaygılarımızı besliyor. Tedaviler ve aşılarda bir gelişme olmadığını öğrenmek, bir uzmandan tatsız bir haber almak endişenin dozunu daha da artırabiliyor. Bu noktada, pandemi haberlerini tüketmeye devam ediyor ve kendinizi durduramıyorsanız burada bir sorun var demektir. Sosyal medya kullanımınız ve haberler alma yöntemleriniz hakkında tekrar düşünün. Haber almak için ayırdığınız zamanı makul seviyelere çekin ve doğruluğundan emin olduğunuz haberleri belirli bir süre içinde izleyin.