Hindular kadim dönemden beri Ganj’a Ana Ganj diyor. Hindistan ve Bangladeş topraklarını kat eden bu bereketli nehir boyunca palmiye ağaçlarını andıran hindistancevizi ağaçları boy gösteriyor. Hindular bu ağacın meyvesini de aynı Ganj nehri gibi kadim zamanlardan beri kutsal bildiler, tanrıların meyvesi olarak gördüler. Hindu felsefesi ve yoga gibi pratikleri 20. yüzyılda barış mesajıyla dünyaya yayıldı, ülkemizde de ilgiyle karşılandı. Eş zamanlı olarak hindistancevizi de evrenselleşti, dünya çapında ilgi gören ve tüketilen bir besin haline geldi. Besin olma işlevinin yanı sıra birçok cilt ve saç bakımı ürününe de hammadde oldu. Peki bu zenginliğin ardında ne yatıyor? Yunan panteonunun gözdesi zeytini kıskandırmayı göze alarak Hindu panteonunun gözde meyvesi hindistancevizi meyvesinin hünerlerini saymaya başlayalım.

Sağlıklı Yağ Asitlerinin Taşıyıcısı
Hindistancevizi çok zengin bir yağ asidi kaynağı. Ne yazık ki çağdaş insanın boğuştuğu obezite sorunu birçok canlının temel yapıtaşlarından biri olan yağın müstahak olmadığı kötü bir şöhret edinmesine yol açtı. Bu yüzden ilk bakışta bu meyveyi sizlere zengin bir yağ kaynağı olarak takdim etmemiz garip gelebilir. 20. yüzyılın başında kapitalist tüketim ve birikim zincirlerinin işini kolaylaştırabilmek için kolayca depolanabilen ve taşınabilen katı yağların margarin şeklinde mutfakları istila etmesi bu kötü şöhretin sebebi. Bu istila sırasında binlerce senedir insanla ve onun dostu olan doğal flora ve faunayla beraber evrimleşmiş olan hindistancevizi yağı gibi sağlıklı ve doğal yağlar demode ilan edildi ve margarin baş köşeye oturdu. Halbuki bu sentetik katı yağlar insan sağlığına korkunç zararlar veren, damarları tıkayarak dolaşımı sabote eden, kalplerimizi bitkin düşüren düşmanlarımız. Sağlıklı beslenme konusunda hassasiyet sahibi olan günümüz insanı margarin ve benzeri endüstriyel ürünleri mutfağından ve sofrasından sürüyor. Yerine yeniden doğal yağ çeşitlerini koyuyor. Yağ, zeytin ve hindistancevizi gibi sağlıklı ve doğal kaynaklardan elde edilerek yeniden değer kazanıyor. Aslında yağın canlıların yapıtaşı olmasının çok basit bir nedeni var. Yağ protein ve karbonhidratlara göre çok daha hafif bir madde. Evrim sürecinde canlıların çok efor sarf etmeden enerji depolayabilmesini sağlamış çok değerli bir madde. İnsanın doğal ortamından kopması ve besinlerle kurduğu ilişkinin sağlıksız bir yönde ilerlemesi başlıca sorumlu. Geçmişte uzun açlık dönemleriyle başa çıkmak için programlanmış bedenlerimizi sağlıksız beslenme alışkanlıklarımızla aldatıyor ve ihtiyaç duymadığı düzeyde yağı depolamasına yol açıyoruz. Bu ilişkiyi düzeltmek için hindistancevizi ve zeytin gibi doğal ürünlerden elde edilmiş yağları makul miktarda tüketmemiz gerekiyor. Doğal yağ asitleri ekonomik birer enerji depolama aracı olmanın yanı sıra keratin dokudan oluşan deri sisteminin, saçların ve tırnakların sağlıklı, güzel ve gösterişli olması için de kritik bir rol oynuyor.
Hindistancevizi ile saç ve cilt bakımı konusunda daha detaylı içeriğimize buradan ulaşabilirsiniz.
Vitamin ve Mineraller
Hindistancevizi doğal ve sağlıklı yağ asitlerinin yanı sıra pek çok vitamin ve minerale ev sahibeliği yapıyor. Bağışıklık sisteminin en önemli yardımcısı olan C vitamini bu tropik meyveyi tüketerek yerine koyabileceğiniz gereksinimlerinizden. Kandaki oksijenin taşıyıcısı olan alyuvarların oluşumuna yardımcı olan E vitamini de hindistancevizi içeriğinde yer alıyor. Kemiklerin güçlenmesini sağlayan K vitamini meyvenin bir diğer zenginliği. Vitaminlere ek olarak sağlıklı dişlerin yapıtaşı olan kalsiyum, kan hücrelerinin hammaddelerinden bakır, kaslarda etkinlik gösteren magnezyum, tiroid fonksiyonlarını düzenleyen selenyum, yaralarınızın iyileşmesini hızlandıran çinko, kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan manganez, kan basıncını kontrol eden sodyum ve osteoporozu engelleyen potasyum hindistancevizi içeriğinde yer alıyor.
Hindistancevizi Bazlı Bakım Ürünleri
Hindistancevizi yağı içeriğindeki besleyici öğelerle cilde ve saça dışarıdan uygulanarak da fayda sağlayabiliyor. İşte bu mantıktan hareketle doğal bakım ürünü arayışında olanlar için hindistancevizi özlü kremler, losyonlar, kürler, şampuanlar geliştiriliyor. Tropik meyvenin yağının nitelikli bir taşıyıcı yağ olması sayesinde kekik yağı gibi daha güçlü ve tek başına cilde uygulandığında cilde zarar vermesi olası olan yağ asitleri seyreltilebiliyor. Hindistancevizi meyvesinin bakım ürünlerinde tercih edilmesinin bir sebebi de işte bu taşıyıcı özelliği. Elbette o güzel kokusu da tropik meyvemizi kozmetik ürünleri için cazip bir hammadde haline getiriyor.